Çırılçıplak

Kapıdan giriyorum, Piramid Sanat’ın spotlarla aydınlatılmış sergi alanı karşılıyor beni.Herşey, duvarlar, eserler, sütunlar, kirişler, kolonlar, yalın, sade, doğal, oldukları gibi, çırılçıplak. Duvarlar, insanı dünyadan soyutlayan bir beyaz değil tam aksine insana dair ne varsa, bir bedene, tene dair ne varsa hatırlatan cinsten sıcak bir tonda ve eserler çerçevesiz, yalınayak yürüyorlar sergi alanında. Derin bir soluk alıyorum ve adımımı atıyorum ileri doğru. O an sıyrılıyorum üzerimdeki herşeyden, ben de, mekandaki herşey gibi çırılçıplak kalıyorum zihnimde. Küratörlüğünü Cüneyt Ayral’ın yaptığı Çırılçıplak, 26 Şubat’ta açıldı ve 29 Mart 2015’e kadar Piramid Sanat’ta seyirciyle buluşmaya devam edecek. Sergide tamamı fotoğraflardan oluşan bir seçki kullanılmış. Bu seçkide eserleri yer alan dokuz sanatçının arasında, daha çok boyayla üreten ancak bu defa 1986 yılında çektiği bir fotoğrafla, Bedri Baykam da yer alıyor. Üçü Türkiye’den olmak üzere, sanatçılar sergiye, Fransa’dan, Japonya’dan, Amerika Birleşik Devletleri’nden ve Almanya’dan katılıyorlar. Eserlerin farklı kültürlerden, farklı dillerden, farklı görüşlerden, farklı söylemlerden geliyor olmaları bir çeşitlilik yaratırken, ortak sanat dilinin fotoğraf olması, sergi okumasını daha sert bir zemine oturtabiliyor. Konu mu? Adı üstünde, çırılçıplak!


Sergi Institut Français katkılarıyla gerçekleştirilmekte ve küratörün Paris’te yaşıyor olmasından dolayı duvarlardaki tüm metinler (tıpkı katalogdaki gibi) Türkçe, İngilizce ve Fransızca olarak üç dilde yazılmış. Bunun yanı sıra, eserler çerçevesiz ve duvara çakılmış raptiyelere asılmış olarak sergilenmekteler. Duvarların rengi ise sergi mekanında kullanılan ışığın rengiyle desteklenmiş, sıcak, insanı bir şampanya tonunda. Bu tip bir atmosferde, tabi ki serginin adının da açıkça belirttiği yalınlığı ve doğallığı algılamak çok daha rahat oluyor. Diğer yandan eserlerin tümü, insan bedenini değişik şekillerde yorumlayarak yaratılan atmosferle bir bütünlük sağlıyor.

Çerçevesiz yani sınırsız eserler, sanatçılara göre gruplanmış olarak sergilenmekte. Bir duvarda Erden Cantürk’ün Kibele’yi andıran “kıvrımlı modelinin” fotoğrafları yer alırken, bir diğerinde ona hiç benzemeyen, Uwe Ommer’in asyalı modelini görmek mümkün. Bu çeşitlilik, seriler halinde sergilenen eserlerin aralarındaki korelasyonu arttırırken, Çırılçıplak daha da bütünsel bir hale geliyor.


Günümüz Türkiye’sinde, içeriği bu denli cesur ve şeffaf, böyle bir sergi oluşturabilmek kolay değil ancak başta Bedri Baykam olmak üzere sanatçılar, küratörle uyum içinde çalışarak ve hem Piramid Sanat’ın hem de dolayısıyla bu serginin proje koordinatörü Öykü Eras’ın yoğun çabasıyla, bu özel ve cesur serginin gerçekleştirilmesinde temel rolü üstleniyorlar. Halen sanatsal çevrelerin dışında, tabu olarak görülebilen nü eserlerin özenli bir seçkiyle, bu denli uyumlu şekilde bir araya getirilmiş olması serginin başarısını arttırırken atmosferi tamamlayan müziğin de etkisiyle sergi, bence amacına ulaşarak, görsel-işitsel bir bütüne dönüşüyor.

Sergiye katılan sanatçılar: Bedri Baykam – Erden Cantürk – Philippe Deutsch – Koray Erkaya – Damien Guillaume – Tetsuro Higashi – Hugh Holland – Uwe Ommer – Arto Pazat

0 Comments

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.