Bir Başlangıç Ama Nasıl? Dijitalleşen Dünyada Sanat ve NFT



Hayatlarımızın son iki yılını, pandeminin yarattığı tedirginlik ve belirsizlik içinde geçirdik. Birçok sektörün çalışma biçimi değişirken, gündelik yaşantımız ve düşünme biçimlerimiz, salgınla birlikte önem sıralamamızın üst basamaklarına yerleşen kavramlarla dolmaya başladı. Henüz hayatın nasıl başladığını, protein sentezinin nasıl geliştiğini ve çeşitliliği sağladığını, yani yaşamın ilk adımlarını doğru düzgün açıklayamamışken RNA’yı, MRNA’yı, sürü bağışıklığını, SARS ve Covid-19 virüslerini, hatta bunların delta, beta ve omicron varyantlarını öğrenmeye başladık. Günümüzde bu ve benzeri konularda her türden bilgi her an her yerde kolaylıkla bulunabiliyor. Ancak internetteki haberlerle karşı karşıya gelen insan için, her şey olağanca hızıyla akıp giderken anlaşılmayı da bekliyor.

Dünyaya hızla yayılan ve yaşam alışkanlıklarımızı değiştiren pandemi, bize çevremizde olanlara daha fazla odaklanabilme imkânı tanımaya başladı. Böylelikle evde daha çok zaman geçirmeye başladığımız günler, içinde yaşadığımız bu bilgi evreninin sınırlarının ne denli büyük olduğunu daha iyi kavramamızı sağladı. Çevrimiçi mecralarda günden güne artan merakımızın ağına takılanlardan biri de özellikle sanatçılar, küratörler, galericiler, koleksiyonerler ve kurum yöneticileri gibi sanat profesyonelleri için olduğu kadar sanatseverler için de değişen dünyanın sanattaki yansımaları oldu.


Sanat, bilgisayarlar ve internet
Sanatın dijital mecralardaki varlığının temelleri, bilgisayarlar sayılabilecek cihazların kullanılmaya başlandığı ve yavaş yavaş yaygınlaşma sinyalleri verdiği 1960’lara dayanıyor. Bilgisayar kullanılarak üretilen görsellerin bir araya getirildiği ilk sergiler olan Georg Nees: Computergrafik ve Computer-Generated Pictures’ın, 1965 yılında sırasıyla Stuttgart Üniversitesi ile New York’taki Howard Wise Gallery’de açılmasından[i] birkaç yıl sonra 1968’de Londra’daki Institute of Contemporary Arts’ta açılan Cybernetic Serendipity[ii], sanatın dijitalleşmesi açısından önemli örneklerdi. Bu büyük çaplı sergiler, bir yandan sanat ortamına dahil olacak yeni bir mecranın zeminini hazırlarken, diğer yanda dijital teknolojilerin tanınmasına ve yaygınlaşmasına öncülük etti. 90’lara gelindiğinde internet altyapısının artık günlük yaşamlarımıza iyiden iyiye dahil olmasıyla birlikte Turbulence.org ve äda 'web gibi çevrimiçi yapılar sanatsal üretimlere yer vermeye başladı. Ancak esas kırılma noktası yeni milenyumla birlikte geldi.

2000 yılı bilgisayar teknolojisinin yazılım ve donanım açısından daha da hızlanacağı bir zamanın başlangıcıydı. İnternet ağı gezegeni sararken mikroçipler giderek küçüldü ve bilgisayarların işlem hızı, tıpkı üretilen ve saklanan bilgiler gibi katlanarak arttı. Akıllı telefonların yaygınlaşması, sanal gerçeklik (vr), artırılmış gerçeklik (ar), yapay zekâ (ai) ve bulut (cloud) gibi birçok teknolojinin yaşamlarımıza dahil olması ve Facebook, YouTube, Twitter, Instagram, Twitch, Tiktok gibi sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla ise ortaya çıkan veri miktarı artık güçlükle hesaplanıyor. World Economic Forum verilerine göre sadece 2021 yılında her gün 500 milyon tweet, 294 milyar e-posta ve 4 milyon gigabayt Facebook dijital verisi (data) üretildi.[iii]


NFT, kripto para mı demek?
Artık bankacılık işlemlerinden kişisel bilgilerimize kadar sayısız alandaki veri dijital ortamda saklanıyor. Bu verilerin güvenliği ise önemli şifreleme sistemlerinin ortaya çıkışını zorunlu kıldı. Bu güvenlik ağlarının en gelişmiş şekillerinden biri de blok zinciri (blockchain) teknolojisidir. Blok zinciri kısaca, ağ içindeki şifrelenmiş tüm verilerin çok merkezli bir sistemde sürekli olarak doğrulandığı yöntem olarak açıklanabilir. Bu teknoloji günümüzde Bitcoin ve Ethereum gibi kripto para, coin ve alt coinlerin alt yapısıdır. Sistem, kendi içindeki verileri, kullanıcılar tarafından takip edilebilir, arşivlenebilir, kontrol edilebilir ve doğrulanabilir kılar. Bu nedenle veriler kaybolmaz ve güvence altına alınır.[iv]

Son dönemde hızla popülerleşen bu teknoloji sanat ortamında da büyük bir etki yarattı ve NFT’nin ortaya çıkmasını sağladı. NFT yani Non-fungible Token, aslında oldukça açıklayıcı bir isme sahip. Blok zinciri teknolojisini kullanan NFT, kripto paralardan bu özelliğiyle ayrılıyor. Kripto paralar kendi içlerinde değiştirilebilirken NFT kendine özgü bir veri yaratıyor ve böylece değiştirilemez (non-fungible) ancak el değiştirebilir hale geliyor. Dolayısıyla sanat eserlerinin dijital verileri (video, görüntü, ses, yazı, video oyunu vb.) blok zinciri teknolojisi tarafından güvence ve kayıt altına alınıyor. Ayrıca bu NFT’ler el değiştirdiğinde, işlem dijital ortamda gerçekleştiği için ortaya çıkabilecek tüm yasal ve telifle ilgili sorunlar da çözülmüş oluyor.


Piyasanın NFT’ye tepkisi
NFT bu özellikleri nedeniyle kısa süre içinde sanat alanındaki yerini sağlamlaştırdı. Beeple’ın Everydays: The First 5000 Days adlı eseri, bir müzayedede satılan ilk NFT oldu ve 2021’in Mart ayında Christie’s tarafından 69,3 milyon dolara satıldı.[v] Böylece Beeple, Artprice’ın 2021 raporuna göre David Hockney ve Jeff Koons’tan sonra yaşayan “en pahalı” sanatçı oldu.[vi] Artnet’in verilerine göre ise 2021 yılının ilk yarısında toplamda 3 NFT eseri 4 milyon doların üzerinde fiyatlara satıldı. Beeple, Larva Labs ve Mad Dog Jones’a ait eserlerin toplam satış fiyatı 91 milyon dolar civarında.[vii] Henüz oldukça yeni olmasına rağmen NFT şimdiden geleneksel sanat piyasasını yakalamış gibi gözüküyor. Chainalysis verilerine göre konvansiyonel sanat piyasası 2020’de 50 milyar dolar civarında bir hacme sahipken, 2021’de NFT’nin piyasa hacmi 41 milyar doları buldu.[viii] 2022 yılının Ocak ayında ise ABD’de, daha önce teknoloji alanında yöneticilik yapmış Jennifer Wong ve Peter Hamilton tarafından, Seattle NFT Museum (SNFTM) adında, sadece NFT eserlere özel bir müze açıldı. İlk bilgisayarların ortaya çıkışının üzerinden henüz bir asır bile geçmedi. Ancak kat edilen mesafe baş döndürücü bir hızda artmaya devam ediyor. Bütün bunların sanat ortamına neler getireceğine yaşayarak şahit olacağız. Henüz bunun ne yönde olacağını kestirmek güç olsa da önümüzdeki sürecin büyük değişimlere zemin hazırlaması olası gözüküyor.


Kaynaklar:
[i] https://www.historyofinformation.com/detail.php?entryid=3921
[ii] http://www.medienkunstnetz.de/exhibitions/serendipity/
[iii] https://www.weforum.org/agenda/2021/05/world-data-produced-stored-global-gb-tb-zb/
[iv] https://www.coinbase.com/tr/learn/crypto-basics/what-is-a-blockchain
[v] https://onlineonly.christies.com/s/beeple-first-5000-days/beeple-b-1981-1/112924
[vi] https://imgpublic.artprice.com/pdf/the-contemporary-art-market-report-2021.pdf
[vii] https://media.artnet.com/image/upload/v1632422899/2021/09/artnet_news_intelligence_report_fall_2021_1_sda3j7.pdf
[viii] https://go.chainalysis.com/rs/503-FAP 074/images/Chainalysis%20NFT%20Market%20Report.pdf

0 Comments

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.